Fiziğin Eğlenceli dünyası demişik ya sayfa başlığımıza.İşte bu dünyanın yeni keşiflerini bulacaksınız bu yazıda.Fen Bilgileriniz değişecek ve hayata bakış açınız genişleyecektir.
Atomun çekirdeğindeki proton ve nötronlar kuark adı verilen daha küçük parçacıkların biraraya gelmesiyle oluşurlar. |
Günümüzden 20 yıl öncesine kadar atomları oluşturan en küçük parçacıkların protonlar ve nötronlar oldukları sanılıyordu. Ancak çok yakın bir tarihte, atomun içinde bu parçacıkları oluşturan çok daha küçük parçacıkların var olduğu keşfedildi.
Bu buluştan sonra, atomun içindeki "alt parçacıkları" ve onların kendilerine has hareketlerini incelemek üzere "Parçacık Fiziği" isimli bir fizik dalı ortaya çıkmıştır. Parçacık fiziğinin yaptığı araştırmalar şu gerçeği açığa çıkarmıştır: Atomu oluşturan proton ve nötronlar da aslında "kuark" adı verilen daha alt parçacıklardan oluşmaktadırlar.
İnsan aklının kavrama sınırlarını aşan küçüklükteki protonu oluşturan kuarkların boyutu ise daha da hayret vericidir: 10-18 (0,000000000000000001) metre. |
Protonun içinde bulunan kuarklar hiçbir şekilde birbirlerinden çok fazla uzaklaştırılamazlar; çünkü, çekirdeğin içindeki parçacıkları bir arada tutmaya yarayan "güçlü nükleer kuvvet" burada da etki etmektedir. Bu kuvvet, kuarklar arasında adeta bir lastik bant gibi görev yapar. Kuarkların arası açıldıkça bu kuvvet büyür ve iki kuark birbirinden en fazla 1 metrenin katrilyonda biri kadar uzaklaşabilir. Kuarklar arasındaki bu lastik bağlar, güçlü nükleer kuvveti taşıyan gluonlar sayesinde oluşur. Kuarklarla gluonlar birbirleriyle son derece güçlü bir iletişim halindedir. Ancak, bilim adamları bu iletişimin nasıl gerçekleştiğini halen keşfedememişlerdir.
"Parçacık Fiziği" alanında hiç durmadan parçacıklar dünyasını aydınlatmak için araştırmalar yapılmaktadır. Fakat insanoğlu, sahip olduğu akıl, bilinç ve bilgiye rağmen kendisiyle birlikte her şeyi oluşturan özü ancak yeni yeni keşfedebilmektedir. Üstelik bu özün içine girdikçe konu daha da detaylanmakta, insan kuark ismini verdiği parçacığın 10-18 m.lik sınırında takılmaktadır. Peki bu sınırın da altında ne vardır?
|
Atomun yapısından kurak'ın yapısına: Modern hızlandırıcılar kullanılarak, atomu oluşturan en küçük parçacıkları incelemek mümkündür. Üstteki resim bu ilişkiyi boyutuna göre gösteriyor.
|
Bugün bilim adamları bu konu ile ilgili çeşitli tezler öne sürerler, ama yukarıda da belirttiğimiz gibi bu sınır fiziksel evrenin son noktasıdır. Bunun altında bulunacak olan her şey madde ile değil, ancak enerji ile ifade edilebilir. Asıl önemli olan nokta ise, insanın tüm teknolojik imkanlarına rağmen yeni keşfedebildiği bir mekanda çok büyük dengelerin, fizik kanunlarının zaten bir saat gibi işliyor olmasıdır. Üstelik bu mekan evrendeki tüm maddenin ve insanın da yapı taşını oluşturan atomun içidir. Hücrenin temelindeki atomların, atomların içindeki proton ve nötronların, ve bunların da içindeki kuarkların mekanizmalarındaki üstün yaratılış ise, inançlı olsun ya da olmasın herkesi hayrete düşürecek bir mükemmelliktedir. |
KUASAR
Evrenimizde Akdelik olarak aranan cisimler Kuasarlardır. Kuasarların inanılmaz özelliklerine baktığımızda şu soruyu kendimize sormamız gerekmektedir diye düşünüyorum. Yayımladıkları korkunç radyasyonun, ışınımın kaynağı nedir? Boyutları güneş sisteminin on katı büyüklükte olmasına rağmen bir galaksiden 1000 kat daha güçlü radyasyon yayabiliyorlar. Buna parlaklıkları da dâhil. Evrenin en uzak cisimleri olmalarına rağmen inanılmaz parlaklar. Akıl almaz bir aydınlık ulaştırmaktadırlar.
Evrenin en uzağında en yoğun ve keskin ışımayı yapan kuasarların aşırı aydınlığı nedeniyle içyapıları görülemiyor. Bir yılda en az on milyon güneş kütlesine eş enerji emisyonu yapabilmekteler. Güneşimizin ömrü boyunca yayacağı enerjiyi bir saniyedede yayıyorlar. Evrenimizde meydana gelen Süpernova patlamalarını ve yaydıkları ışınım ve parlaklığı düşünelim. Bu patlamalar Kuasarlarda sürekli olarak meydana geliyor.
Küçük çaplarına rağmen, inanılmaz aydınlatma miktarıyla olağanüstü uzaklıklarda bulunan kuasarlar karadelikler kadar akıl almaz cisimler. Kuasarlar galaksilerden milyon kat uzakta oldukları halde, bize ışıklarının ulaşıp, görünebilmesi için ışık enerjilerinin akla hayâle sığmaz büyüklükte olması gerekiyor. En uzaktaki bir cisim içinde bulunduğumuz galaksiden nasıl daha fazla ışık verir?
Peki, Kuasarların bu akıl almaz enerjileri nereden geliyorun cevabı milyonlarca güneş kütlesine sahip Karadeliklerdir.
Karadelikler, Akdelik/Kuasarların enerjisini sağlar. Yani Kuasarlar, Karadeliklerin çıkış uçlarıdır. Karadelikler ile Akdelikler iç içedir. Karadeliklerin yuttuklarının yok edilmesi Kuasarlarda gözlenen tükenmeyen enerji üretimini açıklamaktadır. Karadelikler Uzay-zamanı öylesine bükerler ki Evrenin en uzak noktası ile bir geçit oluşmasına izin verir. Karadelikler ya yutukları şeyleri (ki bu yıldızlar bile olabiliyor) kuasarlara gönderip yakıt olmalarını sağlıyor ya da kuasarların merkezindeki büyük bir karadelik evrenin herhangi bir noktasındaki bircismi mesafe farkı olmaksızın yutup yakıt olarak kullanabiliyor.Bu iki teoride mantığa aykırı gelmiyor.
Kuasar Modeli
İşte yaşadığımız bu evrende, bu mükemmel yaratılışın tümü bizim için. Gelin değerimizin farkına varalım ve doyasıya yaşayalım hayatı. Dolu dolu yaşayalım. Öğrenelim,keşf edelim, Bu mükemmel esere (Evrene) bakıp ona göre açalım ufkumuzu. Hayatımızdan zevk alalım; hayatımıza değerler katalım.Vatan,millet,ülkü inanç, bayrak, Atatürk, sanat, spor, şiir, müzik hatta siyasi düşünce ve daha pek çok değerimiz olsun, gerçekten değer verdiğimiz.Ve öyle eğlenelim......Bilinçli eğlenceler diliyorum. M.M.Gültekin
|